SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

ORUÇ BAHSİ

<< 1086 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

26 - (1086) حدثنا أبو بكر بن أبي شيبة. حدثنا محمد بن بشر. حدثنا إسماعيل بن أبي خالد. حدثني محمد بن سعد عن سعد بن أبي وقاص رضي الله عنه ؛ قال: ضرب رسول الله صلى الله عليه وسلم بيده على الأخرى. فقال:

 " الشهر هكذا وهكذا "ثم نقص في الثالثة إصبعا.

 

{26}

Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki)  Bize Muhammed b. Bişr rivayet etti. (Dediki)  Bize İsmâîl b. Ebî Hâlid rivayet eyledi. (Dediki)  Bana Muhammed b. Sa'd, Sa'd b. Ebî Vakkaas (Radiyallahu anh) 'dan naklen rivayet etti. Şöyle demiş:

 

ResuluIlah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir elini diğerine çarparak :

 

«Ay şöyle ve şöyle olur.» buyurdu. Sonra üçüncü çarpışta bir parmak noksan bıraktı.

 

 

27 - (1086) وحدثني القاسم بن أبي زكرياء. حدثنا حسين بن علي عن زائدة، عن إسماعيل، عن محمد بن سعد، عن أبيه رضي الله عنه، عن النبي صلى الله عليه وسلم، قال

" الشهر هكذا وهكذا وهكذا ". عشرا وعشرا وتسعا. مرة.

 

{27}

Bana Kaasim b. Zekeriyyâ rivayet etti. (Dediki)  Bize Hüseyin b. Alî, Zâide'den, o da İsmail'den, o da Muhammed b. Sa'd'dan, o da babası (Radiyallahû anh)'dan, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayet eyledi.

 

Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (elleriyle) on, on ve bir defa da dokuzu işaret ederek:

 

«Ay şöyle, şöyle ve şöyledir.» buyurmuşlar.

 

 

(1086) وحدثنيه محمد بن عبدالله بن قهزاذ. حدثنا علي بن الحسن بن شقيق وسلمة بن سليمان. قالا: أخبرنا عبدالله (يعني ابن المبارك) أخبرنا إسماعيل بن أبي خالد، في هذا الإسناد، بمعنى حديثهما.

 

{…}

Bana, bu hadîsi Muhammedü'bnü Abdillâh b. Kuhzâz da rîvâyt etti. (Dediki)  Bize Alîyyü'bnü Hasen b. Şakîk ile Selemetü'bnü Süleyman rivayet ettiler. (Dediler ki) : Bize Abdullah yâni İbnil-Mübârek haber verdi. (Dediki) Bize İsmâîİ b. Ebî Hâlid bu isnâdla yukarki iki râvînin hadîsleri mânâsında bir hadîs haber verdi.

 

 

İzah:

Görülüyor ki: Bu hadîsi dört sahâbî yâni Hz. Âişe, Câbir, Ümmü Seleme ve Sa'd b. Ebi Vakkaas (Radiyallahu anhûm) rivayet etmişlerdir.

 

Ümmü Seleme (Radiyallahû anha) rivayetini Buhârî «Kitâbu's-Savm» ile Kitâbu'n-Nikâh»'da; Nesâî «işratü'n-Nisâ'da; İbni Mâce «Kitâbu't-Talâk«'da rivayet etmişlerdir.

 

Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in bir ay kadınlarından ayrılması muhtelif lâfızlarla ifâde olunmuştur. Babımız rivayetlerinden de anlaşılacağı vecihle bunların bâzılarında:

 

«Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellenı) bir ay zevcelerinin yanına girmemeye yeniîn etti.» denilmiş; bâzılarında bunun yerine:

 

«Bir ay kadınlarından uzaklaştı,»; Buharî'nin rivayetinde : «Kadınlarına bir ay îlâ yaptı.» ifâdesi kullanılmıştır. ilâ da bir nev'î yemin olduğuna göre rivayetler arasında birbirine münâfaat yoktur.

 

Şeriat ıstılahında îlâ: Bir kimsenin karısına dört ay yahut daha fazla yaklaşmamaya yemîn etmesi, mânâsına gelirse de, hadisdeki ilâ'dan murâd bu değil; sâdece yemindir. Zira bir âyet-i kerime şer'an îlâ müddetinin ziyâde ve noksansız dört ay olduğunu beyân etmiştir.

 

Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ise bir ay yaklaşmıyacağına yemin, etmiştir.

 

îbni Abbâs (Radiyallahu anh) «Bir adam karısına bir veya iki yahut üç ay yaklaşmıyacağına yemîn etse, îlâ müddetini söylemedikçe bu yemîn îlâ sayılmaz.» demiştir.

 

Atâ', Tâvûs, Saîdü'bnü Cübeyr ve Şa'bî'-nin de buna kaailoldukları rivayet edilir.

 

İmam Şafiî ile îmam Ahmed b. Hanbel'e göre dört ay kadına yaklaşmıyacağına yemin ötmek şer'an ilâ sayılmaz. Mutlaka dört aydan fazla bir müddet söylemek îcâb eder.

 

İmam Mâlik, dört ay üzerine bir gün ziyâde edilmesini şart koşmuştur. Fakat ilâ âyeti bu zevatın aleyhlerine delildir.

 

îlâ'nın hükmü : Müddet içinde kadına yaklaşıldığı taktirde keffâret îcâb etmektir.

 

Hasan-ı Basrî'ye göre keffâret lâzım değildir; ilâ sakıt olur.

 

îlâ yapan kimse dört ay içinde karısına yaklaşmazsa, bir talâk boş olur. Ashâb-ı kiram 'dan İbni Mes'ûd, İbni Ömer, İbni Abbâs, Osman ve Alî (Radiyallahû anhum) hazerâtının kavilleri bu olduğu gibi cumhûr-u Tâbiîn'ın mezhepleri de budur.

 

îlâ hakkında fıkıh kitaplarında tafsilat vardır.

 

Hadîsin bütün rivayetlerinde bir ay'ın yirmidokuz günden ibaret olduğu bildirilmektedir.

 

Kaadı Iyâz diyor ki: «Bütün bu rivayetlerin mânâsı: Rcsûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yirmidokuz günü tamam ettikten sonra döndü, demektir. Buna delil : Hadisin bir rivayetinde :

 

{yirmidokuz gün geçtikten sonra);  diğer rivayette :

 

(yirmidokuzun sabahında) yâni (yirmidokuzdan sonra gelen gecenin sabahında) buyurulmuş olmasıdır, o sabah ise otuzuncu günün sabahı­dır. (Ay yirmidokuzdur.) sözünün mânâsı: bazen yirmidokuz çeker, demektir. Nitekim bâzı rivayetlerde bu şekilde tasrîh buyurulmuştur.»

 

Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yemini zevcelerine güvendiği içindi. Müfessirler Sûre-i Tahrim'in tefsirinde bu yeminin sebebini beyân etmişlerdir. Görmek isteyenler oraya bakabilirler.